İsrail’in askeri-istihbarat kapasitesini yeniden gündeme taşıyan “Yükselen Aslan” operasyonu, Tahran’daki siyasal liderlik ile güvenlik kurumlarının zafiyetlerini açık biçimde gözler önüne koydu. Ülkenin merkezine dek sızdığı öne sürülen Mossad unsurlarının yerel iş birliği ve profesyonel koordinasyon olmaksızın hareket etmesi neredeyse imkânsız görülüyor; bu durum, Hizbullah’ın Lübnan’daki yapılanmasında ortaya çıkan sızmalara benzer biçimde, İran güvenlik mimarisinde büyük ölçekli bir ihlal anlamına geliyor.

 13 Haziran Saldırısı ve İHA İddiaları
Saldırının hemen ardından İsrail basını, Mossad’ın “İran içinde kalıcı bir askerî üs” kurduğunu ve uzun süre depoladığı patlayıcı yüklü İHA’ları eş-zamanlı biçimde askerî ve nükleer tesislere yönlendirdiğini yazdı. İranlı araştırmacı İmad Abşenas, Tahran’daki çok sayıda suikastın ülkeye gizlice sokulan bu İHA’larla icra edildiği tezini öne sürdü. Avrupa merkezli kaynaklar da İsrail istihbarat faaliyetlerinin İran’da yıllardır sürdüğünü; bunun “kritik insan ve askerî hedeflerin erken tespitine” imkân tanıdığını ileri sürüyor.

Mossad’ın Üç Aşamalı Sızma Modeli
İddiaya göre operasyon üç aşamada planlandı:

• İlk aşama – Hedef bölgelere yerleştirilen hassas güdümlü silahlarla karadan-havaya füze bataryalarının devre dışı bırakılması.

• İkinci aşama – Sivil ve askerî araçlara gizli saldırı sistemlerinin monte edilmesi ve eş-zamanlı uzaktan aktivasyon.

• Üçüncü aşama – Önceden sokulan patlayıcı İHA’ların, Aştabud üssündeki karadan-karaya füze rampalarına yönlendirilmesi.

İran’ın Karşı İstihbarat Hamleleri
İran Devrim Muhafızları (IRGC), Lorestan’da Mossad adına casusluk yaptığı iddia edilen beş kişiyi tutukladı; Tahran’da suikast hazırlığındaki bir hücreyle de çatışma yaşandı. Rey kentindeki baskında ise çok sayıda patlayıcı ve intihar İHA’sı ekipmanına el konuldu. Yargı Erki Başkanı Gulâm Hüseyin Muhsinî Ejeî, “Siyonist varlıkla bağlantılı” kişilerin hızlandırılmış yargılama ile cezalandırılmasını emretti; bu kapsamda “Mossad casusu” İsmail Fakri idam edildi.

Kaçırmalar, İtiraflar ve Video Savaşları
Bu istihbarat geriliminin kökleri, 2010'dan itibaren ardışık vakalara uzanıyor:

• Terörle mücadele uzmanı Pierre Jabbour’un (Al-Nahar) hatırlattığı başlıca olaylar, 2018’de nükleer arşivin çalınması, 2020’de nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade suikastı, Natanz sabotajları ve 2010’da Stuxnet saldırısıdır. Jabbour, bu eylemleri mümkün kılan geniş yerel ajan ağlarına, sahte şirketlere, yabancı pasaportlara ve yapay zekâ destekli drone teknolojilerine dikkat çekiyor.

• Mayıs 2022 – İsrail basını, İran vatandaşı Mansour Rasouli’nin ses kaydını paylaştı; Rasouli, İstanbul’da İsrailli bir diplomat, Almanya’da ABD’li bir general ve Fransa’da bir gazeteciye yönelik suikast hücresi kurmakla görevlendirildiğini iddia etti. Suikast hücresi kurmak üzere Türkiye’ye gönderildiğini söylüyordu. Daha sonra yayımlanan ikinci videoda Rasouli, ilk ifadelerinin “zorla alınmış yalan itiraflar” olduğunu ileri sürerek geri adım attı.

• Haziran "2022'de İran, İsrail'in Mossad istihbarat teşkilatı için çalıştıkları ve adam kaçırma suçlamasıyla yargılanan Hossein Ordoukhanzadeh, Shaahin Imani Mahmoudabad, Milad Ashrafi Atbatan ve Manouchehr Shahbandi Bojandi olarak tanımlanan dört İranlı, Pazar günü erken saatlerde idam edildi. Mossad ile ana bağlantı olduğu iddia edilen Ordoukhanzadeh, 2014-2017 yılları arasında Türkiye'den Yunanistan'a insan kaçakçılığı yapmaya teşebbüs ettiği gerekçesiyle Yunanistan'da hapis yatmıştı. “Haydut” olarak nitelendirilen ve sabıka kaydı bulunan yedi kişinin tamamı, kripto para ile ödeme aldıkları ve İsrail istihbaratı tarafından silah ve teçhizat satın almaları, kaçırma ve sorgulama işlemlerini gerçekleştirmeleri, adam kaçırma ve sahte itiraflar elde etmeleri için yönlendirildikleri ve bu kişilerin İsveç'te bulunan bir Mossad ajanından talimat aldıklarını iddia ediliyordu. Ayrıca bu kişilerin ayrıca kanıtları yok etme, güvenlik kameralarından kaçma ve araç değiştirme konusunda eğitim aldıklarını da iddia etti. İran devlet medyası, bu grubun İranlı  Yadollah Khedmati'nin kaçırılması ve sorgulanmasının arkasında olduğunu iddia etti.

• 21 Temmuz 2022 – Iran International; Mossad’ın, IRGC Lojistik Komutan Yardımcısı Yadollah Khedmati’yi İran içinde ele geçirip sorguladığını duyurdu. Videoda Khedmati, Suriye-Irak-Lübnan-Yemen hattındaki silah sevkiyatından pişmanlık duyduğunu açıklıyor.

• 14 Haziran 2022 – İran Devlet Televizyonu, “Sirous” kod adlı bir Mossad ajanının sosyal medya üzerinden devşirdiği kişilerin kaçırma ve suikast planlarını itiraf ettiği görüntüleri yayımladı.

Mossad’a çalışan Hintliler
Abdul Munim Ali İsa, Tahran’ın güneyindeki depolarda tutuklananlar arasında, intihar İHA’sı ürettiği iddia edilen ve Mossad ya da Hindistan istihbaratıyla bağlantılı Hint uyruklular bulunduğunu ileri sürüyor. Bu bilgi, Hindistan’ın İran’la süregelen geriliminde İsrail’le stratejik yakınlaşma kurduğu ve Pakistan’ın nükleer programına karşı Tel Aviv ile ortak zemin aradığı iddialarını güçlendiriyor.

Son söz olarak İsrail, İran derinliğinde çok katmanlı stratejisini sürdürmektedir. Medyada yer alan bazı ayrıntıların abartılı olabileceği ihtimali saklıdır; ancak mevcut vakalar, bölgesel rekabetin giderek karmaşıklaştığı, yeni aktörlerin ve teknolojilerin denkleme dahil olduğu bir döneme işaret etmektedir.